Kahramanmaraş merkezli depremler 11 ili etkiledi.
Yaşanan depremlerin ardından birçok kent hayalet şehirlere döndü.
Asrın felaketi ardından yıkılan birçok bina ve içme suylarına karışan maddeler sonrasında şebeke suların içilmemesi konusunda uyarılar arka arkaya geldi.
Felaketin ardından depremden en çok etkilenen illerden biri Hatay’da yaralar sarılmaya çalışılıyor.
Bunun ardından vatandaşların her türlü ihtiyaçlarını temin eden AFAD ekipleri Antakya Mobilyacılar İhtisas Sanayi Sitesine (MOBSAN) lojistik merkez, kuruldu.
Depremzedelerin ihtiyaçları gideriliyor
Bölgeye sevk edilen su, gıda, giyecek, hijyen ürünü gibi birçok farklı kategorideki yardım, merkezden ekipler aracılığıyla depremzedelere ulaştırılıyor.
Yaralar sarılmaya çalışılıyor
Afet nedeniyle kentte lojistikten sorumlu koordinatör olarak görevlendirilen Erzurum Valisi Okay Memiş, çok büyük bir afetle mücadele edildiğini söyledi.
Yaşam mücadelesiyle eş zamanlı ilgileniliyor
Depremin ardından ilk önceliklerinin vatandaşların kurtarılması olduğunu aktaran Memiş, şu anda da hasar tespit çalışması, enkazların kaldırılması, çadır dağıtılması gibi birçok işlemin eş zamanlı yürütüldüğünü belirtti.
Memiş, kentte dağıtılan çadır sayısının 100 bini geçtiğini dile getirdi.
Ekipler mahalle muhtarlarıyla kordineli çalışıyor
Afet bölgesine gelen ulusal ve uluslararası yardımların depremzedelere ulaştırılmasından sorumlu olduklarını aktaran Memiş şu ifadeleri konuştu:
Hatay’ın 15 ilçesi, yaklaşık 590 mahallesi var. Her sabah bütün muhtarlarımızı arıyoruz. İhtiyaçları neyse buradaki ekiplerimiz ona göre araçlarla alana çıkıyorlar.
Memiş, çadır kentlerin ve aşevlerinin ihtiyaçlarının da lojistik merkez aracılığıyla karşılandığını belirtti.
Gelen taleplerin hepsini karşılamaya gayret gösterdiklerini vurgulayan Memiş, yaklaşık 10 bin gıda kolisini her gün alandaki depremzedelere servis ettiklerini söyledi.
“Dün 1 milyon 200 bin şişe dağıtık”
Su dağıtımlarının da ekiplerce düzenli olarak gerçekleştirildiğini, “Hatay’da su yok” iddialarını görünce şaşırdıklarını belirten Memiş, şöyle devam etti:
Biz her sabah zaten muhtarları arıyoruz. Bizden bu kadar şiddetli şekilde su ihtiyacına yönelik bir şey olmadı.
Ama sosyal medyada birden trend topic oldu. Biz zaten ihtiyaç belirtilmesi halinde su servisini köylere, mahallelere, ilçelere hep yapıyoruz. Dün, 24 tır su dağıttık, neredeyse 1 milyon 200 bin şişeye tekabül ediyor.
Hatta ‘insanlar bizden istemekten çekiniyor mu’ diye düşündük ve talep olmamasına rağmen su servisini yaptık. Neredeyse 1000 tır su yolda, şu anda Hatay’a geliyor ve biz bunların hepsini dağıtıyoruz.
“Kimseyi ne susuz bırakırız ne de gıdayı eksiltiriz”
Memiş, kentteki sudan her gün numune alındığını belirterek şu ifadeleri kullandı:
Sudan numune alınanların içerisinde temiz olan birçok yer var. Ancak anladığımız kadarıyla insanlarımız genel olarak suyun hiç kullanılmaması, içilmemesi yönünde algıladılar.
Muhtemeldir ki ilerleyen günler içerisinde buna yönelik de bir açıklama yapılacaktır. Biz şu anda su sevkiyatını isteyen bütün vatandaşlarımıza çok bol şekilde yapıyoruz.
Kimseyi ne susuz bırakırız ne de gıdayı eksiltiriz.
“Kardeşlerimiz hiçbir şekilde endişe etmesinler”
Memiş, depremden etkilenmedikleri için nüfus artışı yaşanan ilçelere de yardım ulaştırdıklarını söyledi.
Ekipleriyle depremzedeler için sahada olduklarını vurgulayan Memiş sözlerine şöyle devam etti:
Genel anlamda suyla ilgili bize göre bir sorun yok. Olması halinde de anında bütün ekiplerimizle sahadayız. 24 tır su çıkarttık, bugün de çıkaracağız.
Kardeşlerimiz hiçbir şekilde endişe etmesinler, bize ulaşsınlar. Biz onları arıyoruz ama muhtarlara da ulaşıyoruz, bireysel talepleri değerlendiriyoruz.
“Unvanımız falan yok, unvan zamanı değil”
Merkezde AFAD’ın haricinde lojistik depoları olan Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma vakıfları, sivil toplum kuruluşları ile yerel yönetimlerin de yardımlar gönderdiğini belirten Memiş, bugüne kadar 1,5 milyon kişiye ihtiyacı olan gıdanın ulaştırıldığını anlattı.
Koordinatör valilerimiz, kaymakamlarımız hep alandayız. Tek bir derdimiz var, afetzede kardeşlerimizin derdine derman olmak. Onların emrindeyiz. Unvanlarımızı bir kenara bıraktık, unvanımız falan yok, unvan zamanı değil.
Tek bir amacımız var, onların bu acılarına ortak olmak ve ihtiyaçlarını mümkün olduğu kadar yüzde 100 oranında gidermek. Bunu giderirken de Türkiye tek yürek oldu, minnettarız hepsine, bütün vatandaşlarımıza.
Onların gönderdiği yardımları da net şekilde alana ulaştırıyoruz. Beslediği ineğini bağışlayan teyzemiz var. Maddi durumu çok değil ama köyde pişirdiği tandır ekmeğini alana gönderen vatandaşlarımız var.
Holding sahipleri var, yüzlerce, binlerce çadır veya konteynerde yardımcı olan. Böyle gizli kahraman insanlarımız var. Hepsine minnettarız. Bize düşen de eşit, adil şekilde, hiçbir ayrım yapmaksızın bu yardımları alana ulaştırmak ki bunu da yapıyoruz.