Söz konusu bölgede altın arama faaliyetleri için ilk girişimin 2014 yılında başlatılırken, 8 yıl önce girişimde bulunan şirketin yeniden girişimlere başladığı bilgisi verildi. 8 yıl önce tepki üzerine projenin ötelendiğini belirten Göksal Çidem, “Altın madeni yapılmak istenen geniş arazide arıcılık faaliyeti gerçekleştiriliyor ve birçok arıcı coğrafi işaret almış meşe balı üretiminden kazanç sağlıyor. Bölge sırf bu yönüyle bile arıcılık konusunda mutlak koruma altında. Köylerde küçük ve büyük baş hayvancılık yapılıyor. Nesli tehlike altındaki Trakya tospağası, Avrupa kırmızı orman karıncası da burada yaşıyor” dedi. Trakya Platformu Üyesi ve Kırklareli Çevre Meclisi Başkanı Avukat Ozan Topuz ise bölgedeki su kaynaklarının tehdit altında olduğunu dile getirdi. Kırklareli Kent Konseyi Başkanı Yasemin Ertaş, Kula ve Geçitağzı sakinlerinin de altın madenine karşı itiraz dilekçeleri hazırlayarak Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğüne göndermeye başladıklarını dile getirdi.
Geri döndürülemez tahribat uyarısı
İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Toprak İlmi ve Ekoloji Anabilim Dalı emekli öğretim üyesi-Ekoloji Uzmanı Prof. Dr. Doğan Kantarcı da madencilik faaliyetleri hayata geçirilirse geri döndürülemez doğal tahribat yaşanacağına dikkat çekti. Kantarcı, “Altın çıkartmak için Istrancalar’a kazma vurduğunuzda tüm eko sistemi bozmuş olursunuz. Artvin Cerattepe’nin başına gelenler Istrancalar’ın başına gelmemeli” dedi.