Kahramanmaraş’ta meydana gelen 7,6 ve 7,7 büyüklüklüğündeki depremler 11 ilde büyük yıkıma yol açtı. Binlerce kişinin hayatını kaybettiği depremde bölgede çok fazla yıkım yaşandı. Arama-kurtarma çalışmalarının son günlerine doğru yaklaşılırken, enkaz kaldırma ekiplerinin binalardan aldığı karot deprem testi numuneleri de dikkat çekti. Marmara Depremi’nin sık sık gündeme geldiği şu dönemde birçok kişi de oturdukları binaların ne kadar sağlam olduğunu merak ediyor. Beton sağlamlık testi olarak bilinen karot testine gereğinden fazla anlam yüklemeye gerek olmadığının altını çizen Türkiye Hazır Beton Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Işık, binanın sağlamlığının tespit edilebilmesi için yapılması gerekenleri sıraladı.
KAROT DIŞINDA DA YÖNTEMLER VAR
Karot testi, betonarme yapılardan özel uca sahip bir matkap aracılığıyla silindir şeklinde beton numunesi alınarak yapılıyor. Bu numuneler alınırken binaların demir donatının kesinlikle kesilmemesi ve zarar görmemesi gerektiğine değinen Işık, binada açılan kesiğin ise en kısa sürede tamir edilmesi gerektiğinin altını çizdi. Alınan numunenin hızlıca incelenip sonuca varılması gerektiğini söyleyen Yavuz Işık, “Alınan numunenin mevcut nem durumunu koruması gerekir. Yapılacak olan ölçümlerin doğruluk payında sapma olmaması için bu detay önemli. Ben de bazen denk geliyorum. Örneğin deprem bölgesinde numuneyi alıyorlar ve onu adli bir vaka olduğu için saklayacaklar ancak nem derecelerinin düşmemesi gerekir. Eğer nemi düşerse sonuç doğru olmaz, yanıltır” dedi. Ayrıca karot testinde binanın tek bir noktasından değil, uygun noktalarından birkaç numune alınması gerektiğini de ekledi.
Peki beton sağlamlığını tespit etmek için tek yöntem karot testi mi? Bina hasar tespiti için binayı tahribata uğratmadan da bazı testlerin yapılabileceğini dile getiren Işık, sözlerine şöyle devam etti:
“Smith hammer dediğimiz betona belli periyotlarda dokunarak veya çekiçle vuralarak ölçüm yapılan bir metot vardır. Bu yöntem binada tahribat yaratmaz. İkincisi ultrasonik atımlı ses dalga hızının tayini dediğimiz, binadan numune alınmasını gerektirmeyen ancak tek başına sağlıklı sonuçlar vermeyen yöntemdir. Bu iki yöntemle betondaki stabiliteyi ve basınç değerini ölçersiniz. Ancak karot size net sonuç verse de tahribat yaratan bir yöntemdir.”
‘BİNANIN GELEN YAPISINA ZARAR VERMİYOR’
Binadan alınan numunelerin binanın genel yapısına zarar vermediğini, sadece numune alınan duvarda tahribata sebep olduğunu dile getiren Yavuz Işık, “Kiriş, kolon perde gibi yerlerden projede belirtilen sayıda numune alınması gerekiyor. İstediğiniz gibi bir kolonun veya perdenin üstünden çok sayıda numune alamazsınız, onun standartı var ve o standarta göre alınmalı. Bir betonarmede asla çeliği kesmeyeceksiniz, ona zarar verilmemeli” ifadelerini kulladı.
“Karot testi için dikkatle alınan beton örnekleri standartlarda belirtilen hususlara göre inceleniyor ve basınç değeri tespit ediliyor. Betonun görevlerinden biri mukavemet etmektir ve bir diğer görevi ise içindeki demiri korumaktır. Dolayısıyla siz binadaki demirin hasar görüp görmediğini donatı haritası çıkararak hesaplayabilirsiniz” diyen Yavuz Işık, betonun servis ömrünün de önemli olduğuna vurgu yaptı. Beton (concrete) kelimesinin baş harfiyle ifade edilen C20, C25 gibi beton türlerinin, santimetrekare üzerine dayanımlarının belirtildiğini dile getiren Işık, örneğin C20 tür betonun santimetkaresinin 200 kg yüke dayanabilecek bir güce sahip olduğunu söyledi.
‘TEK BAŞINA BETON TESTİ YETERLİ DEĞİL’
Günümüzde en düşük beton sınıfının C25 olduğunu dile getiren Işık, mühendisin yapacağı binaya bakmadan en düşük C25 türü beton kullanması gerektiğine dikkat çekti. Binanın şekline ve biçimine göre bu türlerin değişebileceğini belirten Yavuz Işık, karot testinin sadece beton performasını tespit edebilmek için başvurulan bir yöntem olduğuna değindi. “Karot testine gereğinden fazla anlam yüklemek doğru değil” diyen Işık, bir binaya ‘sağlam’ diyebilmek için barındırması gereken özellikleri şöyle açıkladı:
“Bir yapının sağlamlığı malzeme kalitesi dışında zemin-yapı ilişkisine, projenin uygunluğuna ve inşattaki uygulamadan da etkilenir. Beton performansı yeterli olsa bile eğer donatı miktarı az ise yani yeterli demir ve çelik konmamışsa, çelikler eksik, çapı düşük veya sargı donatıları seyrek ise kolon kiriş bağlantıları zayıfsa, yapısal bir dengesizlik var ise ve zemin zayıfsa yapının sağlamlığından bahsedilemez. İnşaattaki uygulamalar çok önemli. Yapının sağlamlığı için hesap edilen her şeyin bütün bir şekilde sağlam olması lazım tek başına beton yeterli değil.”
YÜZDE 51 ÇOĞUNLUK SAĞLANIRSA YAPILABİLİYOR
Bulunduğu binaya karot testi yaptırmak isteyen kişilerin apartmanda yüzde 51 çoğunluğu sağlaması gerektiğini dile getiren Yavuz Işık, ağır hasarlı binaların tespitinden sonra güvenlik riski nedeniyle acilen boşaltılması gerektiğini, hafif hasarlı veya hasarsız binalarda ise resmi olarak oturulabilir bilgisi verildikten sonra ikamet sağlanabileceğini söyleyerek sözlerini noktaladı.